4 Eylül 2010 Cumartesi

dozunu mu bilmek lazım yoksa tadını mı ?

Birini çok sevdiginde bunu ona söyleyememek dolandırıorsa bogazımdakileri;

Sevgimizi akıtamıyorsak tam anlamıyla karşımızdakine; ne anlamı kalır ki yaşanmamış aşklarla dolu bir hayatın?

Sevgi kadar pürüzsüz ,naif bir şeyi ; ellerimizle mahvederken dünyanın mutluluk, sevgi ve barış içinde olmasını dilerken; varolan sevgileri elimizle bir kağıt gibi buruşturup atarken ; ne kadar da ezilir olmuşuz aşklara , sevgilere karşı..

Daha birbirimizi severken; acimizliğimiz gözlerimizden okunurken ; anlamsız bi mutsuzluk hakim tepemizdeki bulutlarda ..

Sevgi kadar tertemiz bişeyden bile kaçarken insan; nasıl bir başkasını sevebiliriz ki; sevilmenin tam anlamını bilmeden.

Tarihler boyunca yok olmuş milyarlarca aşk hikayeleri; sonları gözyaşı kovalarıyla dolu , sonra çıkan güneşlerle kuruyan bomboş kalpler ..

Peki şimdi nerden başlamak gerek ki içimizdekini akıtabilelim sevdiklerimize ?

Göstermek yetmiyor, söylemek kaçırıyorsa ; doktor dozu nedir söyle bana?

Sevdigimi yanımda isteyip, onu sevmek istememdeki doz fazlalığı nerede; ben sürekli kaçırır oldum hikayelerimde..

Hüsranlarım boyumu yaşımı aştı ..

Korkularım artmışken herbir hüsran sonrası temizlik yaparken buldum kendimi.. sonra bir baktım ki; kirler aslında bende değil sevilmeyi bilmeyenlerdeyse doktor; şu hastaları tedavi etmeye başlasan bir an önce ne iyi edersin ..

Sevgisiz yaşıyan sürüsüne bereket nefes alıp veren kendini bilmezler yığınına acil bir serum, bir iğne gerek ..

Kendilerinden, sevgiden kaçmamalılar ki ;anlamlar daha bi anlamlı , sevgiler daha bi sevgi dolu olsun ..

Hepbirlikte sağlıklı yaşıyalım ömürlerimize ömürler katıp daha da bir dolup taşalım hayata..

Doktor şimdi söyle bana ..

İnsanların başkalarından kaçmalarımı yoksa dönüp bir nefes te; kendileri ve hayatakiler için almalarımı daha değerli günümüz hayatında?

Yani ben mi yoksa biz mi olmalı cümlelerin başlangıçları ..

Ben diye başlamayalı baya oldu ..

Biz derken çok mu çoğul oldum bilinmez .. benle birlikte başlakrınında mutlu olmasını istemek çok mu salaklık ,avanalık ?

Şimdi söyleyin bana ellemeye çalıştıgım kalpler neden bu kadar kapalı .. yada dokunduğumdaki yumuşaklığım , onlara göstermek istediklerimin temizliği , neden bu kadar pislik aşkıyla yanıp tutuşuyor ki; kabuk kaplasın diye çabalar gösterip kaçıyorlar o içlerindeki en güzel yerlerinden bu denli?

Bazen bir hayat istiorum; kimsenin olmadıgı, bazen de istiorumki; herkesin oldugu ama sevgiyle dolduğu..

Sevgiyle ilerlemek istediğim bir evren diliyorum bütün dünyaya .. gülümseyen ve pozitiflikle sevgi ve kalpler saçan bir insanlık düşünün .. hayat çok “tamam, yola devam” olmaz mı ?

1 yorum: