7 Eylül 2010 Salı

Sohbetin Tad; Pembe Tadında...

Bugün kalbimle konuştum biraz. Sanki konuşmak istedikleri var gibiydi.. Dinledim susup, biraz içimdekileri.. Bağarmak ister gibiydi .. Dinledim , önce biraz sakinleşmesini bekledim belkide.. Bir ara sakince dediki; Sevmek Güzeldir Her Şartta, Durumda ve Zamanda.. Çünkü sevgiyle içgüdüsel korursun sevdiğini, iyiliğini istersin, mutlu olsun, gülümseyen gözlerle baksın istersin ya hep.. Onları anlattı .. Aklından tek bir kötü kelime , düşünce , his geçmez içinden .. Çünkü sevgiyle mutlusundur! Çünkü aslında sevgidesindir , güvendesindir , dengesiz gibi gelen bir dengede oyununda gibisindir.. ama Dengedir olayın; Güvenle, Aşkla, Sevgiyle..
En sevdiğin grupların çıktığı, sevdiklerinle gidip çok eğlendiğin bir festival gibidir o zamanlar aslında .. Tüm ruhuna işler o çoşkusu .. sonra akar ve sen olur bi anda.. bu; en keyif verici şeydir aslıda hayatta. dedi ve devam etti aslında ; bir sır oldu şimdilerde ama eskiden bilinen bir bilgiydi bu insanlıkta ; bu bahsettiklerim ; yaşamı uzatır aslında.. hayatını güzelleştirir,uzatır ve sağlıklı yapar seni dedi bana..
sonra;
"başlarken yola önce kendini tanıman şarttır, en yakındır çünkü o sana.. sonrasında tanıdığın şeyi sevip, sayıcaksın olgunlukla.. Tercihlerini kabul edicen aslında kendini olduğun gibi onaylayıp , kabul edip , sevicen bu hayatta.. sonra yolculuk başlıyor artık tanıdığın senle ; sevdiğiniz yerlere gidiceksiniz, sevdiğiniz insanlarla olucaksınız, en keyifli sohbetleri edip en başarılı işleri yapıcaksınız.. sonra birde bakıcaksınız ki ; etrafınızda kocaman bi sevgi çemberi var.. çünkü istediğin belli.. insan neyi istediğini bildikten sonra oraya nası gidiliceğini de bulur; gelir ve alır. alıdıklarını gördükçe; aldığı nefesi daha çok sevicek , yaşadıklarının değeri daha bi tadından yenmez olucaktır..sonrasında nolucak biliyormusun? sen otomatik olarak sevgi vericen ve aynı hızda sevgiyi geri alabiliceksin.. bu döngü seni hep gülümseticek , hep gençleştiricek ve hep sen olucak..
senin sen olduğun kocaman bi sonsuzluk .. istediğini bildikten sonra o sende.. o seninle.. yanında ..
gülümsemeyi de ,sevmeyi ve sevilmeyi de , başarılı olup hayatında hep istediğin yerlerde istediklerini yapmayı da aslında sen ; neyi istediğini bildikten sonra; onlar senindir bilmelisin .. " dedi bana..
sonra..
"son söylenmesi gereken aslında şudur; çok istediğin herhangi bişey senin için iyiyse gelir değilse gelmez, gelsede gider.. gidiyorsa da ;daha iyisi geliceği içindir. oyuzden sıkmayın hayatı, seçimlerinizi .. çünkü sımsıkı tuttuklarınız; eliniz uyuşunca düşer yada elinizde parçalanır.. ama dokunarak ; onun dengesini ve duruşunu hisederek yavaşça dokunursan seninledir hep.. zamanla ak, hayatın ritmini önce dinle , sonra sende onunla aynı ritmi tutmaya başla. gerçekten dinlediğinde; altındaki bi çok sesi fark ediceksin ; ve sonrasında çok seviceksin .. " dedi..
sonra sustu..
normal ritminde , şarkısını söylemeye devam etti.. "yaşam çanı" şarkısının ismi..
sonra dedim ki ; bu şarkıyı o söledikçe ve bende burda oldukça; biz yürür gideriz sonsuz sevgide .. çünkü ne istediğimizi bildikçe, sevgiyle diledikçe; her yerde , herşekilde çıkartır onu hayat karşımıza .. önemli olan; bu yoların hep seni gülümsetmesi, hep sana keyif vermesidir. çünkü sen mutlu olmalısın ki ; mutlu bir hayat gelsin hep kollarına..

5 Eylül 2010 Pazar

Bence Yap Güzel Oluyor..

sevgiyle selamladım bugünü.. dilekler diledim hem kendim hemde bütün hepimiz için.. güzel dileklerimi sundum evrene ... bol sevgiyle, bol aşkla, bol istekle ve hisle.. yürekten , içten .. samimi ve tertemiz.. içinde mutluluk barından.. enerjisi , akışı olan .. bol kahkahalı, bol sağlıklı, bol kazançlı ve başarılı, bol sevgi dolu , bol saygı barındıran.. içine kendimi yazdım , sevdiklerimi ve tanımadığım milyarlarca insanı.. önce şükürler ettim sonsuz kere.. sahip olduklarıma ve olduklarımıza .. yaşadığım ana , nefeslerime , sevdiklerime ve yaşadıklarıma , yaşıcaklarıma ..
sevgiyle derin nefes aldım .. içimizdeki iyiliğe , kalbimizin içindeki hislerimize..
ardından bir nefes daha aldım ; tüm ağaçlar , denizler , gökyüzü, yıldızlar, güneş, ay ve tüm doğa , evren için ..
hepimizin dileklerini diledim ..
yazdım yazdım ..
söledim söledim ..
sonrada tertemiz kutumuzu kapattım evrenin tertemiz sularına ve everenin en güzel dilek kutusundan içeri attım ..
müjdem o ki ; dilersek çok yakında gerçekleşicekleridir..
ne istediğimizi bilirsek , gelmesini bekleyişimiz, sadece geliceği gün için geri sayımı başlatmaktır..
ne istediğimizi bilmek içinde ; en yakından kendimizi tanımamız gerek sanırım ..
kendimizle konuşmalı .. onu sevmeli ve kendimiz olmayı dilemeliğiz..
çünkü kendimiz olamadığımız her an; kimse olamadığımız anlarda ve deneyimlerde kaybolur gideriz..
kendimizi , benliğimizi yaratmalıyız ki; bu en yakın arkadaşımızın nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını bilelim ..
şimdilerde seçimlerimiz, kodlamalarla, yaşam şartlarımızla dünyevi şeylerle doğru orantıda gider oldu.. bu da bizi; kendimiz olmaktan uzaklaştırıp biz olmayan klonlar yapar oldu.. asıl eşlerimizi , mesleklerimizi,sevdiğimiz yemekleri, içkilerimizi, arkadaşlarımızı , yaşadığımız yerleri en önemlisi zevklerimizi bizden alıp götürüp başkalaşmış benlikler haline getirdi.. ŞİMDİ DUR ! ve lütfen derin bir nefes al !!
kimsin sen ? nelerden hoşlanırsın? gerçekten nelerden keyif alır, kimleri istersin hayatında? sonra sor gerçekten nası bi ev hayal edersin? nasıl bir hikayen olsun isterdin ? önce sevmelisin ama kendini ve tüm evreni, insanları .. en önemli adımsa ; saygı duymalısın tüm olanlara .. kendine , doğaya, insanlara ve pek tabiki de onların seçimlerine .. çünkü ozaman gelir geri hayatta sana.. hisettirir seçimlerle hayatının direksiyonunu nasılda güzel çevirdiğini.. yolculuğunun keyifini verir sana ..
ister gaza basıp hızlı gittiğini , istersende etrafı seyredip nerelerden geçtiğini bu hayat yolculuğu sana .. ama kaçırdığımızsa; direksiyonun başında kendimiz olduğumuz..
seçim senin nasıl gitmek istediğinde , yaşadıklarının bütünü de..
sadece yapmamız gerekense; önce kendimizi onaylayıp sevdikten sonra; gerçekten kendimiz olmaya başlamakla geliyor ,saygıyla .. ardında tüm insanlık ve evreni sevmekle ..
yani anlıcağın hayatımızın bütün ipleri bizde.. replikleri , hikayeside .. sadece farkedip , görüp; yola devam etmek gerek bu hayat yolunda.. sevgiyle attığımız ve attıcağımız bütün yollar mis kokulu çiçeklerle , bir sürü gülümseten hikayelerle ve kahkahalarla dolu olucaktır inanın bana..

hayatta hiç bir şey için geç değildir. geç olduğuna inandığımız herşey; bizim yanına yaklaşmaktan korktuğumuz ; korkularımız ..
onlarla yüzleşmekten kaçtığımız her günse; kendimizden uzaklaştığımız resmin; en büyüğüdür aslında..

korku, kin , nefret, ön yargı , intikam gibi duygular aslında özümüzde olmayan sonradan dünyada bize eklenen şeylerdir. dolayısıyla amaç özümüze dönmekse; ki öyle ; bir önce onlardan kurtulmalı , bahar temizliğine girişmeli ve sevgiyle yürümelğiz bu en güzel sevgi yolunda..
sizin gerçekten siz olduğunuzu hisettiğinizde hayatın tadı bugüne kadar hiç kefşetmediğiniz ve en keyifli, en güzel tat olarak kalıcak ağzınızda, kalbinizde ve ruhunuzda..

geç kalmadınız; çünkü burdayız .. başlangıç ve değişim herzaman ve heran da olabilir yine ve yine biz istedikten sonra ..
sadece değişmekten korkmayın yani anlıcağınız hiç bir şeyden korkmayın !! herşeyi sevin ve sayın .. ozaman size gelenler; en güvenilirler, en istedikleriniz ve en siz olanlar olucaktır..
dilekleriniz herkesin iyiliğine, herşeyin hayırlısına vesile olucak şekilde olmalı ki; geri dönüşleri hep yüzünüzü güldürsün, sevinçten içinizi gıdıklasın..

halen okuyorsan; ozaman başlamk için tam zamanı !! (=

4 Eylül 2010 Cumartesi

SEVGİ KARNAVALI BAŞLASIN !

Sevgi ; mutsuz etmez; güldürür insanı.. Biraz içini gıdıklar sonra da okşar.. ama öyle bir ön yargı , öyle bir pislenme aşkıdır ki içimizde gün geçtikçe artan bu modernleşme krizi.. kalplerin kırıldığı , sevgilerin fitursuzca ve umarsızca harcandığı, göz yaşlarının su diye içildiği bir yaşam haline dönüştürülmek istenmekte.. karşıyım ve karşı durucağım .. sevgi ; evrendeki en temiz , en güzel, en keyifli , en zararsız, en güvenilir, en tatlı şeydir.. herşey sevgiyle başlar onunla biter aslında .. anlamını unuttuk belkide .. okadar bilinç altlarımıza işledilerki aşk; tutku, kin ,nefret diye halbuki kaçırdık ; sevgi ; saygı,güven, denge olayımızı..
şimdi yeniden bir çağ açılması için kollar sıvandı; boyalar alındı ve bütün dünyayı sevgi; pürüzsüz sevgi , saygı ve dengeyle boyamaya.. hazır olanların parmaklarını görelim.. göremediklerimizin de anlayabilmesi için pastadan bir parça da onlara verelim.. hayat akıyo.. bu kadar mücadeyle nereye ? neye kime yetişiyosun ?.. dur şimdi sakin ol!! bak biliyorum inanmican ama bütün bunları biz yarattık.. Allah bizi, biz de; Onun bize verdikleriyle bunları ..
peki neyi kaçırdık biliomusun? bunları yaparken kendimizi yapmayı kaçırdık.. evleri yaptık, arabaları , bi de yanına güzel kıyafetlerle, kadınlar ve erkekleri, yemekler ve içkileri.. parayıda biz yaptık unuttun mu ? ama Onun bize verdiği en önemli hediyeyi buruşturduk, bi kenara attık ya da hediye paketinden hiç çıkarttıp içinde ne olduğuna bakmadığımız bir şey olarak bıraktık bi köşede; KALBİMİZİ.. vicdan terazisinin en güzeli.. onsuz yani hislerinsiz yani aslında ruhunsuz nasıl yaşarsın şimdi söyle bana..
silkelenme vakti ve çanları .. duyduğun bu sesler bir diriliş bir başlangıç..sözlerimi dinle .. anlıcaksındır içindeki her noktayı, virgülü dahasındaysa; duyucaksın içindeki karnaval tınılarını.. sonra çıkartıcaksın sazını başlıcaksın evren aşkı için çalmaya sonra söyliceksin insanlara .. başlangıç kalbinde başlar hatırlaman yeterli..

üç nokta ...

hayatımıza konan üç noktalar bitiş zannettiklerimizin sonsuzluğumu bilinmez ama insanlar noktaları koyduklarını zannederlerken ; taklı kaldıkları geçmişleri aslında koydukalrı virgülleri simgeliyor.bitişlerin zorluğundan belki de korkutuğumuzdan noktayı koyunca; diğer ikisini ekleyip, açık kapı bırakmayı seviyoruz adeta. yalnızlıkta boğulma korkusundan mıdır nedir; kendimizi ve başkalarını hep geçiştirir olduk ömürler boyunca. değişim şarttı herkesde olduğu gibi ama gereken sadece cesaret kırıntısıydı , oda belki bazılarımızda vardı. kendimizle konuşmaktan kaçtığımız her dakika; yalnızlığımız ve kokuları bizi tümüyle sarar oldu. şimdi noktaları anlamlarına yakışır bi şekilde koyup ; kararlar verip bazıları için gitmek var ..

dozunu mu bilmek lazım yoksa tadını mı ?

Birini çok sevdiginde bunu ona söyleyememek dolandırıorsa bogazımdakileri;

Sevgimizi akıtamıyorsak tam anlamıyla karşımızdakine; ne anlamı kalır ki yaşanmamış aşklarla dolu bir hayatın?

Sevgi kadar pürüzsüz ,naif bir şeyi ; ellerimizle mahvederken dünyanın mutluluk, sevgi ve barış içinde olmasını dilerken; varolan sevgileri elimizle bir kağıt gibi buruşturup atarken ; ne kadar da ezilir olmuşuz aşklara , sevgilere karşı..

Daha birbirimizi severken; acimizliğimiz gözlerimizden okunurken ; anlamsız bi mutsuzluk hakim tepemizdeki bulutlarda ..

Sevgi kadar tertemiz bişeyden bile kaçarken insan; nasıl bir başkasını sevebiliriz ki; sevilmenin tam anlamını bilmeden.

Tarihler boyunca yok olmuş milyarlarca aşk hikayeleri; sonları gözyaşı kovalarıyla dolu , sonra çıkan güneşlerle kuruyan bomboş kalpler ..

Peki şimdi nerden başlamak gerek ki içimizdekini akıtabilelim sevdiklerimize ?

Göstermek yetmiyor, söylemek kaçırıyorsa ; doktor dozu nedir söyle bana?

Sevdigimi yanımda isteyip, onu sevmek istememdeki doz fazlalığı nerede; ben sürekli kaçırır oldum hikayelerimde..

Hüsranlarım boyumu yaşımı aştı ..

Korkularım artmışken herbir hüsran sonrası temizlik yaparken buldum kendimi.. sonra bir baktım ki; kirler aslında bende değil sevilmeyi bilmeyenlerdeyse doktor; şu hastaları tedavi etmeye başlasan bir an önce ne iyi edersin ..

Sevgisiz yaşıyan sürüsüne bereket nefes alıp veren kendini bilmezler yığınına acil bir serum, bir iğne gerek ..

Kendilerinden, sevgiden kaçmamalılar ki ;anlamlar daha bi anlamlı , sevgiler daha bi sevgi dolu olsun ..

Hepbirlikte sağlıklı yaşıyalım ömürlerimize ömürler katıp daha da bir dolup taşalım hayata..

Doktor şimdi söyle bana ..

İnsanların başkalarından kaçmalarımı yoksa dönüp bir nefes te; kendileri ve hayatakiler için almalarımı daha değerli günümüz hayatında?

Yani ben mi yoksa biz mi olmalı cümlelerin başlangıçları ..

Ben diye başlamayalı baya oldu ..

Biz derken çok mu çoğul oldum bilinmez .. benle birlikte başlakrınında mutlu olmasını istemek çok mu salaklık ,avanalık ?

Şimdi söyleyin bana ellemeye çalıştıgım kalpler neden bu kadar kapalı .. yada dokunduğumdaki yumuşaklığım , onlara göstermek istediklerimin temizliği , neden bu kadar pislik aşkıyla yanıp tutuşuyor ki; kabuk kaplasın diye çabalar gösterip kaçıyorlar o içlerindeki en güzel yerlerinden bu denli?

Bazen bir hayat istiorum; kimsenin olmadıgı, bazen de istiorumki; herkesin oldugu ama sevgiyle dolduğu..

Sevgiyle ilerlemek istediğim bir evren diliyorum bütün dünyaya .. gülümseyen ve pozitiflikle sevgi ve kalpler saçan bir insanlık düşünün .. hayat çok “tamam, yola devam” olmaz mı ?